Montivipera albizona (Beyaz Bantlı Dağ Engereği, Sivas Engereği)

Montivipera albizona (Beyaz Bantlı Dağ Engereği, Sivas Engereği)

Montivipera albizona

(Beyaz Bantlı Dağ Engereği, Sivas Engereği)

Şube: Chordata (Kordalılar)
Sınıf: Reptilia (Sürüngenler)
Takım: Squamata (Pullular)
Alt Takım: Serpentes (Yılanlar)
Familya: Viperidae (Engerekgiller)
Cins: Montivipera
Tür: albizona
TÜRKİYE KAYDI: VAR

      Montivipera albizona (Beyaz Bantlı Dağ Engereği, Sivas Engereği) olarak bilinen bu tür "Viperidae" (Engerekgiller) familyasına dahil "ZEHİRLİ" türlerden biridir. Bu tür Vipera albizona, Vipera (Montivipera) albizona sinonim tanımlarıyla da karşımıza çıkar.
      Bu engerek türü endemik türlerimizden birisi olup ülkemizde ilk tanımlandığı Sivas/Kulmaç Dağları dışında Kahramanmaraş/Balık Dağları’nda da tespit edilmiştir. Anadolu diagonali üzerinde türün kayıt altına alındığı bu iki nokta arasındaki ortalama mesafe 250 km kadar olup, bu alanı kapsayan uygun biyotoplarda yayılış gösterdiği bilinmektedir. Bu türün vücut boyu ortalama 60-130 cm aralığında olup çok istisnai olarak birkaç cm daha büyüklerine de rastlanabilir. Göz bebekleri eliptik (dikey) olan bu türün vücudunu kaplayan pullar bariz şekilde karinalı (çıkıntılı) yapıdadır. Eliptik göz bebekleri yüksek ışıkta iyice incelerek dikey ince çizgi halini alır. Sırt zemin rengi grimsi tonda olup,zemin rengi üzerinde baş arkasından başlayıp kuyruğa kadar devam eder şekilde 30-35 sıralı, enine ve kenarları bariz siyah hatlarla çevrili göze batar şekilde beyaz lekeler bulunur. Bu beyaz lekeler 2-4 sırt pulu kadar büyüklükte tuğla kırmızısı renkteki lekelerle birbirinde ayrılır durumdadır. Bu beyaz lekelerden dolayı “Beyaz Bantlı” adını almıştır. (Latince “Albus” beyaz, “Zona” bölge, kemer, bant anlamında olup; tür ismi “albizona” olarak verilmiştir.) Başın üstünde genellikle geriye doğru yatık sağda ve solda birer tane koyu renkte oblik bant deseni olup, başın her iki yanında gözün hemen arkasından başlayıp geriye uzanan koyu renkte birer şerit vardır. Vücudun her iki yan tarafında zemin rengi gri tonlarında olup, zemin rengi üzerinde çift sıra koyu renkli küçük noktalar/lekeler bulunur. Ventral kısım (karın altı bölgesi) grimsi beyaz renk tonlarında olup, bu renk üzerinde düzensiz ve dağınık şekilde siyah noktalar/lekeler bulunur. Bu tür doğada nadir rastlanan engerek türlerindendir. Başı üçgen şeklinde ve nispeten büyük olup boynu ince yapılıdır. Başın üst tarafında sadece karinalı (çıkıntılı) küçük pullar bulunur, supraocular (göz üstündeki) plak bariz büyük olup, gözle geniş bir şekilde temas halindedir. (Göz üstünde bariz bir set oluşturur görünümdedir.). Göz ve supralabialler (alt çene) plaklar arasında 2 sıra pul bulunur. Baş üstünü tamamen küçük karinalı pullar kapatmıştır. 7-10 supralabial (üst çene plakları), 10-13 sublabial (alt çene plakları) bulunur. Dorsal (sırt) sıra pul sayısı 23’tür (vücut ortası) ve pullar karinalıdır (çıkıntılı). Tür üst çenenin en önünde hareketli (ağız kapalıyken üst damağa doğru geriye katlanır) zehir dişlerine sahip olup(üst çenenin en önünde bir çift), zehir dişleri gerisinde maksil kemiği üzerinde daha küçük tutucu diş sırası devam eder.
     “Montivipera” cinsi “Dağ engerekleri” adı altında toplanmış, yüksek dağ ekosistemine adapte olmalarıyla bilinen cinstir. Bu tür de dağ engereklerindendir. Vipera xanthina kompleksi (Yakın ve Orta Doğu’nun dağ engerekleri) olarak bilinen bu kompleks xanthina ve raddei tür-grubu olmak üzere iki gruba ayrılır. Bu türün de (M. albizona) dahil olduğu xanthina tür grubu, raddei grubundan supraocular (göz üstü) plakla göz arasında pul bulunmamasıyla ayrılır, yani göz etrafındaki pul halkası tam değildir. Diğer türlerden ayrılmasını sağlayan başka farkların yanında, diğer türlerden ayrılabilmesini sağlayan en belirgin karakteristik özelliği budur denilebilir.
     Türü koruma altında olan, popülasyonu azalmakta olan ve korunması gereken endemik türlerimizdendir. Tür ilk olarak tanımlandıktan sonra, bazı araştırmacılar bu türün Montivipera xanthina türünün farklılaşmış bir popülasyonu olduğunu savunmuşlarsa da, sonrasında yapılan serolojik çalışmalar sonucunda türün farklı bir tür olduğunu sonucu netleşmiştir.
     Bu tür habitat olarak genellikle taşlık bölgeler, kayalıklar, vadi yamaçları, taşlık yamaçlar, açık yamaçlar gibi biyotopları tercih eder. Laboratuvarda terraryum ortamında fare ile beslenebilmekte olup, doğal ortamında beslenmesiyle ilgili bilgi mevcut değildir. Ekolojileri ve biyolojileri hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. Tür için aktivasyon zamanı Mart ayından itibaren Ekim ayına kadarki dönemdir. Bu tür ortalama 1500-2000 metre rakıma kadar görülebilmektedir. Bu türün zehrinin muhtemel olarak Miyotoksin, Prokoagülan, Antikoagülan, Nefrotoksin, Kardiyotoksin, Nekrotoksin içermediği ve yüksek olasılıkla Nörotoksin içerdiği (klinik olarak net onaylanmamış), muhtemel olarak hemorajik etken maddeler içerdiği bilinmektedir. Bu türün taşıdığı zehrin içeriği net olarak bilinmese de, zehrinin içeriğinde nörotoksin ve hemorajik etken maddeler içerdiğini göz önüne alırsak; zehrinin genel etkisi kanı sinir sistemine etki ederek sinir sistemi yoluyla kaslar üzerinden felçlere neden olup, hemorajik etken maddelerle de iç kanama meydana getirerek hayati tehlike ve ölüm sonucu ortaya koyabilmektedir yorumunu yapabiliriz. Uluslararası Klinik Toksinoloji kaynakları da bu türün zehri ile ilgili “Teklikelilik Düzeyi” ne karşılık olarak “Ağır zehirlenme, muhtemelen potansiyel olarak öldürücü“ tanımını yapmaktadırlar.(Bilimsel terimlerin açılımını tür açıklamasının hemen altındaki dipnottan inceleyebilirsiniz.)
     Bu tür gözden uzak ve gizli yaşamayı tercih eden bir tür olduğundan karşılaşılması çok zor türlerden birisidir. İnsandan uzak durmayı tercih eden, çok nadir rastlanabilen, gözden uzak yaşayan türlerden birisi olmasının yanında, insanla karşılaşması anında sıkıştırılmadığı sürece derhal insandan uzaklaşmayı tercih eden bir türdür. Üstüne gidilmediği, sıkıştırılmadığı ve uzaklaşabilmesi için gerekli açıklık bırakıldığı sürece insandan uzaklaşmayı tercih edecektir. Fakat köşeye sıkıştırılır ve uzaklaşması için yeterli alan bırakılmazsa yüksek sesli tıslamalarla birlikte, hızlı ısırma saldırısı gösterileri ile karşısındakine gözdağı vermeye çalışabilir. Daha da ısrarla üzerine gidilirse ve kendisini ciddi tehlike altında hissederse, kendisini tek savunma silahı olan zehir bezlerine bağlı dişleri ile ısıracaktır. Zehri bilim dünyası tarafından insan hayatı için risk oluşturabilecek düzeyde etkili olarak kabul edilip, dikkat edilmesi gereken yılan türlerinden birisi olarak literatüre alınmıştır. İnsanların bu türe karşı “ZEHİRLİ” olmalarının yanında, zehrinin insan hayatını riske sokabileceği için dikkat etmeleri gerekmektedir.

Küresel Yayılım: Ortadoğu genellemesi beraberinde, tür ilk kez Türkiye'de Sivas / Kulmaç Dağları'nda tanımlandıktan sonra, Kahramanmaraş / Balık Dağı ile Sivas / Yama Dağı'nda da kayıt altına alınmıştır. Bu bölgeler dışında dünya üzerindeki diğer bölgelerden herhangi tür kaydı henüz bulunmamaktadır.

Nörotoksin: Genel olarak sinir sistemine etki eden zehir.

Miyotoksin: Ciddi şekilde kas nekrozuna sebep olan, enzimatik olmayan bir mekanizmaya sahip zehir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan miyotoksinler diyafram kasını felç ederek ölüme sebep olurlar.

Prokoagülan: Kanın pıhtılaşmasına öncü olan, kan pıhtılaştırıcı etken madde.

Antikoagülan: Kanın pıhtılaşmasını engelleyen etken madde.

Nefrotoksin: Böbrekler üzerinde etki gösteren ve vücudu böbrekler üzerinden etkileyen zehir.

Kardiyotoksin: Kalp üzerinde etki gösteren ve vücudu kalp üzerinden etkileyen zehir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan kardiyotoksinler kalbi durdurarak ölüme sebep verirler.

Nekrotoksin: Dokuyu öldüren, dokuyu parçalayan özellikteki zehir.

Hemorajik Etken Maddeler: İç veya dış kanamaya sebep olabilecek maddelerdir. Bazı yılan türlerinin zehirlerinde bulunan hemorajik etken maddeler iç kanamaya sebep olur.