Bölüm: Basidiomycota
Sınıf: Agaricomycetes
Takım: Agaricales
Aile: Amanitaceae
Ölümcül ZEHİRLİ olup, doğal mantar toplayıcılığı ve tüketiminde çok dikkat edilmesi gereken bir türdür. (Amanita muscaria türü bazı kaynaklarda ölümcül zehirli tür olarak geçerken, bazı kaynaklarda hastanelik olacak düzeyde sindirim bozukluklarına sebep olacak derecede zehirli ve halüsinojen mantar anlatımlarıyla yer almaktadır. Bu durumun detaylarını tür anlatımının devamında gerekli bilgileri sırası ile sunulan açıklamaları takip ederek inceleyebilirsiniz.).Bu türde şapka 8 – 20 cm çapında, genç mantarlarda konveks, gelişmiş mantarlarda ortası düz yapılıdır. Mantarın yaşam evreleri baz alınarak, gelişim sürecinde sırası ile şapka önce yumurta, sonra çan, sonra yarım küre, sonra konveks (dışbükey) ve en son gelişkin evrede ise düz formdadır. Şapka rengi parlak kırmızı tonda olup, bazı örneklerde çevresel şartlara göre (yüksek güneş ışığına maruz kalma vb.) turuncu tonlarında olabilmektedir. Toprak üstü gelişim evrelerinin ilk aşaması olan volva (zarf, çorap) içi gelişimi tamamlayıp, yırtılan volva zarının kalıntıları benekler halinde şapkanın üzerine yapışık halde kalır. Bu durum mantarın kırmızı şapkasının beyaz beneklerle bezenmiş görünmesine sebep olmaktadır. Fakat yoğun yağmura maruz kalma vb. çevresel faktörlerle şapka üzerindeki bu volva zarı kalıntıları (beyaz benekler) şapka üstünden sıyrılabilmekte, şapka düz kırmızı renk, pürüzsüz görünüme kavuşabilmektedir. Gelişkin evrede şapka kenarları düz olup, lameller tırtıklı yapıda şapka yanlarında belirgindir. Etli kısım beyaz renktedir. Sap ve şapkanın dokusu oldukça kırılgan özelliktedir. Mantar kesildiği zaman etli kısmın rengi kısa sürede sararır. Bu türün kokusu çok bariz bir kokuya benzetilemese de, kendisine has çok belirgin olmayan bir kokusu vardır. Lameller sık yapılı (sık aralıklı, birbirine yakın), saptan serbest yapıda ve beyaz renk tonlarındadır. Genç örneklerde lameller beyaz renkte iken, ileri erginlik ve yaşlılık evresindeki örneklerde uçuk sarımsı / krem rengi tonlarına döner. Yaşlılık evresindeki örneklerin şapkaları kenarlardan çatlama eğilimindedir. Sap 10 - 25 x 1 - 2,5 cm silindirik yapılıdır. Sap genellikle kökten şapkaya doğru, kalından inceye doğru simetrik ilerlese de, düz silindirik saplı örneklere de rastlanabilmektedir. Sap üzerinde kırçıl halinde volva kalıntıları bulunur. Amanita ailesinin karakteristik özelliklerinden birisi olarak sap üzerinde bariz bir yüzük (etek) bulunur. Bu yüzük çok hassas yapılı olup kolayca yırtılarak sap üzerinden ayrılabilir.(Amanitaların sap üzerinde bulunan yüzük yapısının sebebi, gelişim evresinde içinde bulundukları koruyucu yumurta zarının gelişimle beraber yırtılarak, ileri süreçte sapın üzerinde kalması durumdan kaynaklı bir durumdur.). Sapın zeminle buluştuğu noktada volva (zarf, çorap) bulunur. Amanita ailesinin en büyük karakteristik özelliklerinden birisi de gelişim evrelerinin toprak üstündeki birincil evresinde mantar volva yapısının içinde korunur (yumurta gibi) ve gelişimini devam ettirir. Zamanla gelişen mantar bu zarı yırtarak büyümeye devam eder (yumurtadan çıkan yavru kuş gibi) fakat volva sapın zeminle buluştuğu noktada sürekli olarak kalır. Sap rengi beyaz olup yer yer uçuk sarımsı lekeler taşıyabilir. Sapın zeminle birleştiği, volva içindeki noktası bariz şekilde yumru (soğan gibi şiş) şeklinde dolgundur. Spor rengi beyazdır. (Bazı örneklerde spor rengine çok uçuk sarı tonlarda da rastlanabilir.). Geç yaz dönemi ve Sonbahar aylarında yetişir. Özellikle yayvan yapraklı ağaçlar altında olmak üzere, ibreli ağaçların bulunduğu yerlerde de görülebilir. Özellikle Huşgiller (Betulaceae) familyasından ağaçlar ile mikoriza oluşturur.
Amanita muscaria birçok kaynakta ölümcül olarak ele alınmasına rağmen, dünya genelinde çok fazla ölüm kaydı oluşturmamaktadır. Fakat yüksek dozlu tüketimler sonucu dünya genelinde yaşanan ölüm kayıtları bulunduğu için ve belli dozun üzerinde ölüme sebep olduğu için bu tür arşivimizde "ölümcül zehirli" tür olarak ele alınmıştır. Bu tür psikoaktif kimyasal bileşikler olan ibotenik asit, müsimol (müskimol) ile birlikte muskazon (muscazone) ve muskarin (muscarine) içerebilirmektedir. (Ancak kimyasal bileşik içerik konsantrasyonları örnekten örneğe değişmektedir.). Amanita muscaria düşünüldüğünün aksine çok düşük oranda muskarin içermektedir. Bu grupta zehirlenmelere sebep olan ana bileşikler genel olarak ibotenik asit ve müsimoldür. Zehirlenme durumunda, kimyasal olarak birbirine çok yakın olan bu iki molekül merkezi sinir sistemini hedef alır. Zehirlenmenin gerçekleşmesi için bir tek mantarın yenilmesi yeterli olmakla birlikte, mantarda aktif toksinlerin en yoğun olduğu bölüm "şapkanın derisidir". Amanita muscaria'nın zehirleme sistematiği, Amanita pantherina mantarında da aynı şekilde çalışır. Her iki türün de kimyasal içeriği birbirine çok yakın olup, bu türlerin ortaya çıkardığı zehirlenme durumu belirtilerine genel adıyla "Pantherina Sendromu" adı verilir. Bu mantarın zehirlenme vakalarında ilk belirtiler birkaç dakika ile 2-3 saat içerisinde gözlemlenebilir. İlk birkaç saat herhangi bir belirti gözlemlenmeyebilir. Fakat sonrasında zehirlenme belirtileri baş gösterir. Sarhoşluk hissi, ajitasyon, halüsinasyon, midriyazis (göz bebeklerinin büyümesi), vücut koordinasyonlarında gerileme/zorluk, karın ağrıları, baş dönmesi, mide spazmları, kas spazmları gözlemlenir. Nadiren koma gözlemlenir. Bu mantarın zehirlenmeleri ile çok az sayıda yüksek dozdan ölüm kaydı mevcuttur. Hasta genellikle bu süreçler dahilinde geçen 12 saat sonrasında düzelmeye başlar ve toparlanır. Bu mantarın zehirlenmesi için henüz geliştirilmiş bir panzehir olmadığı gibi, bu mantarın zehirlenmelerinde kesinlikle atropin kullanılmamalıdır. ( Hastanın aldığı doz, vücut dirayeti, vücudun yapılan tedavi sürecine verdiği tepki/karşılık gibi süreçler negatif/pozitif rol oynayacak etkenler olup iyileşme süresini belirler.).
Sırası gelmişken Amanita muscaria türünün "Halüsinojenik" durumuna da bilimsel veriler ışığında değinelim; Bu türün içerdiği psikoaktif kimyasallar, "Magic Mushroom" adı ile tanınan ve birçok ülkede narkotik kullanım amaçlı araştırılan "Psilocybe semilanceata" türü ve diğer narkotik "Psilocybe" türlerininin psikoaktif kimyasal içeriği ile aynı değildir. Yani, "Psilocybe" türlerinin içerdiği birincil psikosentetik bileşikler olan psikosidal bileşiklerden "psilosibin" ve "baeosistin" içermedikleri için, narkotik bağlamda halüsinasyonlara sebep olmazlar. Fakat Amanita muscaria zehirlenmesinde sinir sistemine saldıran ibotenik asit, müsimol (müskimol) 'ün ortaya çıkardığı sarhoşluk hissi ve halüsinasyonlar "psilosibin" ve "baeosistin" bileşiklerinin ortaya çıkardığı gibi keyif verici sarhoşluk ile halüsinasyonlar gibi değildir. Amanita muscaria sarhoşluğu ve halüsinasyonları sancılı bir süreç doğurur. Özet olarak düşünülenin aksine, Amanita muscaria türü "Magic Mushroom" (Büyülü Mantar) olarak değerlendirilen narkotik içeriğe sahip bir tür değildir. Her ne kadar bu bilgiler bilim literatüründe kayıt altına alınmış olsada, bazı tarih anlatımlarında bu mantarın "Viking halkı" tarafında kullanıldığı geçmektedir. Viking savaşçıları savaşmaya başlamadan kısa süre öncesinde bu mantardan küçük bir parça yutarak cesaret alma amaçlı kullandıkları bilgisine ulaşılabilmektedir. (Bu resmi tarihi belgelerden alınmış olmayıp, tarih araştırmacılarının kişisel araştırma yazılarında geçmektedir.). Günümüz incelemelerine göre, yukarıda belirttiğimiz A. muscaria kimyasal içeriğinin, viking savaşçılarının kullanım amacına hizmet etmesi de pek muhtemel bir durum değildir. (Yüksek ihtimalle tarihin abartılmış efsanevi, mistik anlatımlarından birisidir.).
Amanita muscaria adını etimolojik açıdan incelendiğimizde Yunanca'da "Amanitai " kelimesinin karşılığının "Detaysız mantar", "musc" (mýga) kelimesinin de "sinek" anlamına geldiğini görürüz. Bu durumu açarsak, orta çağ döneminde insanlar bu mantarın üzerine konan sineklerin sersemlediğini, çoğunun öldüğünü fark etmişler ve bunun ardından bu mantarı sinek uzaklaştırıcı, sinek öldürücü olarak kullanmışlardır. Sineklerden kurtulmak istedikleri yerlerde bu mantarı saksılar içine yerleştirerek üstüne konan sineklerin veya mantarı şekerli süt vb. karışımların içine parçalayarak koyup, bu karışımı içen sineklerin ölmesini amaçlayarak kullanmışlardır. Burada, sineklerin sersemlemesine veya ölmesine sebep olan etken; bu mantarın özellikle en yoğun kimyasal içeriği barındırdığı şapka derisinde bulunan ibotenik asit ve müsimol (müskimol) içeriğinin şapka üzerine konan sinekleri etkilemesi durumudur. Bu durumdan dolayı da bu mantara "Sinek Mantarı" denilmektedir.
Amanita muscaria türü tecrübeli mantar uzmanları tarafından çok iyi tanınıyor ve bariz özellikleri ile doğada başka benzeri olmayan bir tür gibi rahatlıkla tür tespiti yapılabiliyorsa da, amatörler tarafından da çok karıştırılabilen bir türdür. Bu türün en bariz özelliği, parlak kırmızı şapka yüzeyi üzerinde, beyaz pamuksu beneklerinin bulunmasıdır. Bu veriler ışığında bu mantarın karıştırılması pek muhtemel bir durum gibi görünmese de, şapka üstünde benek olarak değerlendirilen vulva zarı kalıntıları yağmura maruz kalma vb. durumlarla şapkadan sıyrılabilmekte ve şapka tamamen pürüzsüz parlak kırmızı ve hatta güneşin etkisi ile birlikte daha açık turuncu tonlarına dönebilmektedir. Bu örneklendirmeden yola çıkarak, yine aynı familya dahilindeki yenilebilir, zehirsiz kardeşlerinden "Amanita caesarea" (Sezar Mantarı, İmparator Mantarı) türü ile karıştırılabildiği gibi, Amanita rubescens vb. türlerle de karıştırılabilmektedir. İlk örneğimiz "Amanita caesarea" ya dönecek olursak, her ikisi arasında şüphede kalındığında ilk değerlendirilecek bulgulardan birisi hemen sap ve lamel rengine bakmaktır. Amanita caesarea'nın lamelleri beraberinde sapı tamamen sarı renk tonunda iken, Amanita muscaria türünün lamel ve sap rengi beyaz tondadır. Tabii ki, iki tür arasında daha başka farklılıklar var olsa da, ilk göze çarpan özellikler bu şekildedir. Amanita caeasera türünü incelemek için tıklayın...
Amanita muscaria "zehirli" türler arasında yer aldığı ve fiziksel açıdan yüzeysel değerlendirmelerle, nüanslar atlanacak olursa karıştırılarak hatalı tüketim sonucu zehirlenmelere sebep olabilecek bir tür olduğu için, yenilebilen "zehirsiz benzer türler" ile karıştırmamaya çok dikkat edilmesi gereken bir mantar türüdür.